Çocuk Olmak, Çocuk Kalmak, Çocukluğa Dönmek – Selma Cengiz
Nisan 23, 2025 2025-04-23 12:14Çocuk Olmak, Çocuk Kalmak, Çocukluğa Dönmek – Selma Cengiz
Çocuk Olmak, Çocuk Kalmak, Çocukluğa Dönmek – Selma Cengiz
Çocukluk yıllarında hepimiz kendimize gizli bir bahçe, yuva veya oda yapmak istemişizdir. Belki Burnett’in Gizli Bahçe’sindeki gibi yüzlerce odası olan bir malikanede yaşamamış olabiliriz fakat bir odanın içine yastıkların dizilerek üstünün örtülerle kaplandığı gizli odaları az çok deneyimlemişizdir. Nasıl ki Mary, bahçesini keşfettikten sonra orayı gizlemek istemişse bizler de yastıklardan yaptığımız odalarımızı gizlemek istemişizdir; çünkü o odalarda hayat sanıldığı gibi akmaz, çocuk dünyası, zamanın bükülüp mekanın çatlaması, nereden neyin çıkacağı hiçbir zaman belli olmayan bir yer demek.
Çocukların inşa ettiği veya keşfettiği alanlara bunca çekilmesinin sebebi ne olabilir diye düşündüğümde, çocukluğumda Canan ile mahallenin ücra köşelerine gidip belki bir iki metre yüksekliğindeki topraktan tepecikleri Ağrı Dağı olarak düşündüğümüzü, mahallenin içinde köhne kalmış, çok da dikkat çekmeyen bir odayı kiralamak isteyişimizi veya yine tüm çocukların toplandığı genişlik bir alanın içinde bulunan su varilinin içini ev olarak dizayn ettiğimiz zamanları hatırladım, aslında hepsinin sebebini de… Özgürce yaşamı. Tüm fantezilerin açığa çıktığı bir oyun alanını. Berraklığı. Hayal gücünün ortaya saçılışını. İşte tüm bunlar, gizlenmeyi gerektiriyordu çocuklukta.
Çocukluğuma dair bir anımda ise bir dut ağacının tepesindeyim, dedem, beyaz dut ağacına kara dut aşılamış, her iki dutun da tadına baka baka büyümüşüm, ağaca tırmanma konusunda ustaymışım, ağacı odalara bölmüşüm, ağacın dallarının bir bölümü mutfağım, bir bölümü arkadaşlarımı ağırladığım salon yapmışım, sabahtan akşama kadar ağacın tepesinden inmez, görünmez olduğumu düşünür, ağaçların en yüksek dalına tüner, tüm mahalleyi izlermişim, keşfetmenin hacmi çok ama çok büyükmüş o zaman. Annesiz miymişim, babam hiç olmamış mı benim? Hatırda kalanlar Mary’nin, Dickon’ın ve Colin’in gizli bahçesinin bir yansıması mıymış? Sanırım evet. Çocuk olmak demek, toprağa dokunmak demekmiş, gün ışığıyla birlikte fundalıklarda koşmak, baharın gelişini hissetmek, o hissedişin içinde ebegümeçlerini selamlamak, ilk açacak olan badem çiçeklerini hevesle beklemek, karahindibaları birbirimize üflemek demekmiş… Yapışkan otu peki? Onsuz olmaz, yapışkan otu çocukların yegane bahar yemeği, kıyafetlerimizin üstüne yapıştırarak bahçelerde gizlenmek demek, bahçenin kendisi olmak demek, çocuk olmak, olmaklık göstergesine bir işaret koymak; çocuk kalmak ise yaşamı avuç içlerinde tutup gökyüzüne fırlatmak, en yükseğe ama en yükseğe uçmasını izleyip altında ıslanmak, avuç içlerini tekrar tekrar doldurmak demek, çocukluğa dönmekse hep bir çaba, on bir yaşından önce nasıldı ki yaşam, on bir yaşın değneği mi değdi, yaşlılar mı dokundu çocukluğumuza, bir kan mı aktı üstümüzden, ellerimiz mi bize dokundu, başka ellerin dokusu mu büyümek zorunda bıraktı bizi ve hep hasret kaldık çocukluğumuza, bir bilet de bize lütfen, hangi tren garına gitsek tüm biletler tükenmiş miydi, çocukluğa dönüş yok, çocuk kalmayı bırakanlara dönüş bileti yok, kalamadık, n’apalım? Büyüklerin kurbanı mıydık, onların dokunuşlarıyla değneği değdirdiler çocukluğa ve büyümek zorunda mı kaldık? Zorunda kala kala büyüdü çocuklar. Çocuk kalanlara “ne büyük bir lütuftur yaşam,” dönüş bileti bulamayanlar içinse mahpus bir yaşam. Yaş akıtın bolca, dönüş yok çocukluğa. Mary büyüyecek, Dickon ve Colin de. Onlara henüz kimse dokunmadı, onlar henüz kendisine dokunmadı. Gizli bahçenin içinde sonsuza dek yaşayabilecek bir hayat yarattılar. Yaş almadan yaşadılar. Defne ağaçlarının içinden geçerek hiç durmadan koştular, yorgunluğu bilmeden zamanı sezmeden insanı deşmeden yaşadılar.
12 Nisan 2025
