bazı hiçliklerin kaynadığı yerden büyüdük
oysa sadece geceyi bana getiren tamirin kalbi kırık
çünkü herkes
taşıyabileceği kadar toprak alabilirdi.
boş salıncakta, bir feryat iki figan
yer de yarılırsa oğul uykuya gidecek.
ateş nasıl yanar, ekmek nasıl pişer
unuttuk.
kemik nasıl oyulur, ceylan nasıl yüzülür
hatırladık.
ikiye bölündük,
başka başka biri olma suretiyle
başka biri olmaya varıncaya dek…
toprak olmalardan alındı ağzın
ve bıraktığın yerlere beyaz ektik
ekilenin serhadı ağzının kenarındaki hukukta yakıldı
çünkü son söz bâki ve bâkirdir erkek olmalardan.
kırmızı koridor kana nasıl ulanır
kırmızı ağza dolan
yeni biçilmiş çimenin kokusu
dağılınca taşın erişilmiş süratine
her yer kum ve çakıl
seni aynı yan yolda bekliyor
ilkbahar güneşi
ben
ve oyuncu kedileri gölgesi…
bereket dağa yakın koşar
beni
kurtarılabilecek yerlerden biri gibi sor
saldırgan cennet ağacı;
geceyi sürünerek geçer,
sabah oyununa katılırım.
nasıl da kanıyor isabete doymuş yaranın kovuğu
klavyede bozulmuş Kontrol -Z yemini
seni sevmek avdan döner
bir başka boşluğa bırakılır,
çölünüzde
ölümüz.
haritasına renk mi karışır karıncanın
koşarsın, kaçarsın
demirde soğumasın illaki soluğumuz
solmasın
mekanda devletin icadı!
sana derim efendi
kabahat var’ın varlığındandır…
Görsel: Salvador Dali, Filleri Yansıtan Kuğular