Yek’liğe Geri Dönsem – Selma Cengiz
Haziran 3, 2022 2025-01-21 7:24Yek’liğe Geri Dönsem – Selma Cengiz
I.
Yekpâre bir zaman içinde, yokluğu bulduğunu düşünenlerin iç çekişmelerinde yatan her bir zerre, kendi adımlarında dolaşırken, birileri sizlerin kolunuzdan tutup hâl hatır sormaya kalktığında en ücra köşenin mavisine gözlerinizi verin; verin ki, berraklık ancak öyle karşınızda beliriversin. Varlığın yek’ten bir sözcükten ibaret olmadığı zamanlardan bugüne gelindiğinde, eşikte yaşamış tüm canlıların tek sakınca duyduğu şey, insan kabiliyetinde saklı olan kimliksizlik değil miydi, böylece kaçmadı mı tüm mahzun bakışlı insanlar; derelere, ağacın altında hissedilen yeşile, döngüye gayret eden toprağın bedenine, bakışların yadırgandığı tuhaflıklarda gezinen kainata, uzun bir çayırın kokusunu duymaktan gocunan bir çiçeğin tomurcuğunda saklanan yakınlığa
II.
Şimdi “O” insanları, toprağın içinde o yek’liklerini yaşarken anlayabiliyorum. Perişanlıklarını su ile yıkadıklarında, elime binlerce su tanesini alıp tek tek üstümden ince bileklerime kadar serpiştiriyorum. Yek’lik, perdeli bir evin içinde fikri bir yaşam sürüyordu, insanlığımda. Oysaki insanlık yek’miş. İkide değil, üç ise baş aşağı bir bahçe dalında yalnız ve yalnız, asarken kendini gösterirmiş. Bir bedende iki olabilmekmiş, kainatın eşiği. Mevsimler, kalın bir ses perdesinin üzerinde gezinen uzun ve ince parmaklardan almış, isimlerini.
III.
Bedenin tahammül inceliğine bir “pâre” konduğunda,
bahseder insanlar sana –‘susuz nahiflik’, inler
dizlerinden kanlar fışkırıncaya kadar
diğer bir vakte kadar ‘neyim var?’
sevinçse inç inç konar
mağrur bedenine
Yek’lik, büzüşmek dünyada
Pâre ise her şeyin derdi
Sislerin arasında kendini arayan
kaç insana rast gelinir?
Evvelki toprak, ant içer –bağışlar duasını
Aldığı kadar verir insancıkları
IV.
Tanrılar mı?
onlardan söz açmak
örülü bir bedeni –tekrar
parça parça etmektir –intiharca
V.
Ve bilirim şimdi, insandaki yekpâreliği
Bunca kandırılmış bir zamanın
İçinde,
Kendi içimde,
Hakiki yüz-süzleri
VI.
Affedin övgümü
Ağaç dalında bir geceyim ben
VII.
Yek’ten
Yâr’dan
Ve yıkımdan uzak bir eşiğin
Tanıdık ahbaplarıyım
Kokum, bir atın ardından koşar
Kor ve kar, örtsün üzerimi
Şimdi
An’da benzerlik var
Bir ağacın altında uzanırken kendini huzurlu hissetmeyen bir bedenin debelenmesi, hakikati nasıl da zedeler, dayanıksızca. Uç, ey rengin kabiliyeti! Tekrar yek’e geldim ve yek’ten gidiyorum. İnsanlık, kor ve karanlık.
Görsel: “Portrait of Edith William”, Dante Gabrial Rossetti (1828-1882)
